Uygulamada dört tip kolektif eylemin türü vardır:

  • Yolsuzlukla mücadele deklarasyonları (Gönüllü/Kontrolsüz)
  • Dürüstlük mukaveleleri (Gönüllü/Kontrollü)
  • Prensip odaklı girişimler (Gönüllü/Kontrolsüz)
  • Mevzuata Uyum Sözleşmesi / Onaylanmış şirket koalisyonları (Gönüllü/Kontrollü)

Bunlardan ilk ikisi proje bazlı olup kısa vadeli kolektif eylemlerdir. Prensip odaklı girişimler ve onaylanmış şirket koalisyonları ise uzun vadeli kolektif eylemlerdir. Proje bazlı ve uzun vadedeki girişimler arasındaki fark, proje bazlı girişimler bireysel işlemlerin rüşvetten arınmış olmasını sağlamayı gözetirken, uzun vadedeki girişimler rüşvetin genel olarak önlenmesini sağlayacak kurumlar oluşturmaya çabalamaktadır.[1]

[1] Djordjija Petkoski, Danielle E. Warren, William S. Laufer, “Collective Strategies in Fighting Corruption: Some Intuitions and Counter Intuitions”, Journal of Business Ethics (2009) 88:815-825, s. 818.

Yolsuzlukla Mücadele Deklarasyonları

Kamu taahhütleri olarak beliren “yolsuzlukla mücadele deklarasyonları” kolektif eylemin bir örneğini oluşturmaktadır. Söz konusu deklarasyonlar kısa vadede, proje bazlı olup, amacı, bireysel projeler ve ticari faaliyetlerde rüşvetin önlenmesi, rüşvet hakkında açık tartışma platformunun yaratılması, bireysel eylem öngörülerinin kolektif olarak tespit edilmesidir. Böylelikle rüşvet veren ve alan taraflar söz konusu usulsüz eylemlerinin incelenebileceğini anlayarak bu kişilerin rüşvet verme ihtimalleri azalmaktadır. Bu deklarasyonlar taraflarca imzalanarak yayınlanmakta ve alt yüklenicilerle paylaşılmaktadır. Söz konusu deklarasyonlarda, tarafların şeffaf olduğu, rüşvete ve yolsuzluğa izin vermediği, eşit ticari uygulamayı kabul ettiği belirtilmektedir.

Dürüstlük Mukavelesi

1990’larda Şeffaflık Örgütü tarafından geliştirilen dürüstlük mukaveleleri (Integrity Pact), kısa vadeli ve proje temelli olup, sözleşmeler, dışarıdan bir denetçi tarafından gözetilmekte ve bu yolla şeffaflığın artırılmasını sağlamaktadır. Dürüstlük mukavelelerinin amacı, bireysel projelerde ve ticari faaliyetlerde şeffaflığın artırılarak rüşvet riskinin önleyici yöntemler ile düşürülmesini sağlamak, ihaleye katılan şirketler arasında süreçlerin dışarıdan denetimini sağlayarak eşit koşullar yaratmak, mevzuata uyumlu olmayan davranış halinde yaptırım öngörmek, katılımcıların usulsüz bir teklif ile karşı karşıya kalmaları durumunda korunmalarını sağlamak ve kamuya net bir yolsuzlukla mücadele mesajının gönderilmesini sağlamaktır. Dürüstlük mukavelesinin önemli kriterleri şunlardır:

  • Mukavele tarafı kamu kuruluşu (müşteri) ile tüm teklif veren şirketler arasında resmi yazılı bir sözleşme ile yolsuz faaliyetlerden kaçınılacağı taahhüt edilmektedir.
  • İhale sürecinden önce gelen süreçte hazırlanmaktadır.
  • Şeffaflık, eşit ticari davranış, rüşvet veya yolsuzluğun olmaması sözleşmenin prensiplerini oluşturmaktadır.
  • Mukavelenin ihlal edilmesi halinde yaptırım uygulanmaktadır.
  • Mukavelenin uygulandığını gözetmek üzere bağımsız bir denetçi seçilmektedir.

Mevzuata Uyum Deklarasyonu (Prensip Odaklı Girişimler)

Prensip odaklı girişimler ile yolsuzlukla mücadelede ticari ilişkilerin şeffaf bir şekilde teşvik edilmesi amacıyla menfaat sahipleri (ör. kamu sektörü, özel sektör ve sivil toplum) uzun bir dönemi kapsayacak şekilde bir araya gelerek yolsuzlukla mücadele kültürünün ülkede veya sektör genelinde köklü olarak benimsenmesinin sağlanmasını hedeflemektedirler. Bu açıdan, kolektif eylem belirli bir ülkede veya sektörde, uygun ticari davranışın teşvik edilmesi için uzun dönemli girişimi teşkil etmektedir ve kamunun, sivil toplum kuruluşlarının ve diğer menfaat sahiplerinin yolsuzlukla nasıl baş edilmesi gerekebileceğine dair yön vermektedir.

Söz konusu uzun dönemli girişimler, proje bazlı dürüstlük deklarasyonlarının ve endüstri özelinde imzalanan dürüstlük mukavelelerinin uzun vadede etkili olabilmesi için temel prensiplerin oluşmasını sağlamaktadır.

Mevzuata Uyum Sözleşmesi / Onaylanmış şirket koalisyonları

Uzun vadedeki girişimlerden Mevzuata Uyum Sözleşmesi / Onaylanmış Şirket Koalisyonları, kolektif eylem metotlarının şirketler tarafından teşvik edilmesini, şirketler arasında yuvarlak masa toplantılarının oluşturulmasını, en iyi uygulama yöntemlerinin paylaşımını, yerel sanayi ve ticari odalar tarafından veya sivil toplum kuruluşları tarafından bilgi kampanyaları ve yolsuzlukla mücadele eğitimlerinin verilmesi ve yerel yolsuzlukla mücadele otoriteleri ile işbirliği içerisinde bulunulması veya regülasyon reformuna dahil olunmasını içerebilmektedir.[1]

Kolektif eylem, özellikle gelişmekte olan ülkelerde kamu sektörü ile özel sektör arasındaki ilişkinin kolaylaştırılmasını, bu sayede şirketlerin kendi yönetim yapılarının ve faaliyetlerinin iyileştirilmesi için çözüm yolları bulabilmelerini müzakere edebilmelerini sağlamakta, sivil toplum ile özel şirketler ve kamu görevlileri arasında etkili bir platformun oluşturulması amaçlanmaktadır. Buna örnek teşkil edebilecek dünyadan örnekler aşağıda detaylı olarak açıklanmaktadır.

[1] Zindera, Sabine: ‘Collective Action – Der gemeinsame Kampf gegen Korruption’ in Handbuch Compliance Management (Ed. Prof.Wieland, Dr.Steinmeyer, Prof.Grüninger).